21 Ağustos 2009 Cuma

geçmişe dönüş



Dün akşam veya avrupa ligi elemeleri başladığı günden bu tarafa Galatasaray'ın oynadığı futbol tüm taraftarlara olduğu gibi bana da ümit veriyor.Sürekli koşan,ayağa pas yapan,uzun toptan ve doldur boşalttan kaçınan (şimdiye kadar ihtiyaç da olmadı zaten,geride götürdüğümüz bir maçta daha yakından tahlil etme fırsatımız olacak) bir takım izliyoruz sahada. 1996da temelleri atılan ve nokta yabancı transferleriyle avrupada zafere yürüyen Fatih Terim'in Galatasaray'ını görür gibi oldum sahada. Hatırlarsanız o zaman da en kaliteli yerli oyuncular bizdeydi şimdi olduğu gibi. Bu yerli kadro Hagi-Popescu-Taffarel gibi bölgelerinde birer marka olan yabancılarla desteklenmiş ve tabii Fatih hocanın taktik ve motive becerileri sayesinde UEFA kupasını kazanmıştı.
Bu sene de bence doğru takviyeler yapıldı takımımıza.Sağ kanatta hız limitlerini aşan Keita daha ilk haftalardan taraftarın sevgilisi oldu bile. Siyahi yıldızımızın taklalarını bu sezon daha çok izleyecek gibiyiz, umarım geçen sezonki sakatlık kabusumuz devam etmez ve bu seyir zevki yüksek takımı eksiksiz izleriz.


Hazır yabanclardan bahsetmişken tam bir profesyonel olan ve taraflı tarafsız tüm futbolseverlerin saygısını kazanan büyücümüzü de tebrik etmek istiyorum. Harry bıraktığı yerden devam ediyor, transfer edildiği dönemdeki soru işaretlerini bir bir yok etti ilk sezondaki oynadığı futbolla,bu sezonda da rotasyonda ilk 11de yer bulsa da bulmasa da hep aynı iştahla,aynı profesyonellikle işini yapacağını gösterdi bize. Geçen sezon stoperde de hakkıyla oynayan yıldızımız dün de Baros'un oyundan çıkmasından sonra santrafor mevkiine geçti ve çok güzel bir gol kaydetti,bence tam bir joker ve bu jokere sahip olduğumuz için şanslı olduğumuzu düşünüyorum.Umarım 'daddy cool' futbolu braktıktan sonra da antrenör olarak Galatasaray'ımıza hizmet eder ve o beyefendi ve örnek profesyonel Türk futbolunun geleceğine de etki eder...
Bu sezon elimizde çok kaliteli bir 11, en az oynayanlar kadar yetenekli bir yedek klübesi ve bunları yönetmeyi çok iyi bilen bir teknik kadro var.Her ne kadar Rijkaard teknik direktör olarak daha ön planda olsa da yardımcısı Neeskens ve antrenörlerin de en az Rijkaard kadar başarıda payı olduğu gerçektir.Rijkaard'ın karizması sayesinde rotasyonlarda sorun çıkmayacağını,oynamayanların mızmızlanma cüretinde bile bulunamayacaklarını düşünüyorum bu yönden aslında yanlış yönetilirse sorun çıkartabilecek bu geniş kadro bizim için son derece büyük bir şans...


Şimdi pazar günü Ali Sami Yen 'cehennemi'nde oynayacağımız Kayserispor maçın büyük bir heyecanla bekliyorum. Bu sezon maçı izlerken 'keşke bir 90 dakika daha olsa' diye içimizden geçireceğimiz düşünüyorum,yarınlar için umutluyum...

Pazar günü maça giderseniz 2288 formanızı giymeyi unutmayın... :)))

10 Ağustos 2009 Pazartesi

"ya bu internette çok karı kız dolanıyo diyolar"


Yukarıdaki cümleyi Şahan Gökbakar'ın bir şehir magandasını canlandırdığı 'recep ivedik' filmini izleyenler hatırlayacaklardır.Geçenlerde bir internet sitesinde dolaşırken ibretlik bir fotoğraf gördüm.Aslında fotoğrafın altındaki yorumlar daha dehşet vericiydi.Hele de en alttaki genç,kızsızlıktan yanıp tutuşan arkadaşımızın yazdığı yorumu okuyunca birkaç dakika nefes alamadım.Fotoğraf yanda,eğer yorumları okursanız bana hak vereceğinizi umuyorum.




Bu fotoğraf aslında yukarıdaki cümlenin ne kadar haklı olarak kurulduğunu gösteriyor.İnternet kullanımının nasıl amacından saptığına açık bir örnek.Genç kızlarımız bu şekilde,bu kadar açık fotoğraflarını koyarlarsa,'abazan' türk gençleri de bu fotoğrafları görüp 'tahriş' olmaya devam edecek gibi görünüyorlar.Avrupa Yakasının yıldızı Burhan abinin de facebook macerasını buradan izleyebilirsiniz.

9 Ağustos 2009 Pazar

2288 formaları-start wearing purple...

2288 formaları...Start wearing purple


Galatasaray yönetimi yeni ve marjnal bir merchandising
hamlesi olarak (biraz da geçen sezonki turuncu formaların
büyük satış başarısı yakalamasının ardından) bu sezon mor formayı sürdü piyasaya.İlk başta büyük çoğunluktan olumsuz fikirler geldi,kimse beğenmemişti mor formayı.Nasıl beğensinler ki zaten çok farklı ve çok yeniydi bu mor forma.Galatasaraylı yazarlardan bile darbe üstüne darbe geliyordu.Ama 6 ağustosta Ali Sami Yen'de oynanan 6-0 lık M.Netanya maçı bu 2288 formalarının seyirciyle ilk buluşması oldu ve alınan farklı galibiyet,güzel oyun formalara biraz daha sıcak bakılmasını sağladı.Store'dan gelen açıklamaysa tarihin en büyük cirosuna ulaşıldığı ve bazı ürünlerin tükendiği yönündeydi.
Umarım bu sene takımımızdan çok şey beklediğimiz avrupa arenasında mor formalarımız uğur getirir.


Ama kendi fikrimi söyleyecek olursam benim için tek forma 'parçalı' yani Metin Oktay Kit'dir.





2288 tarihi ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için : http://www.2288gs.com/

8 Ağustos 2009 Cumartesi

bir makinecinin dramı


Büyük umutlarla yazokuluna geldik daha yazın başında.Okul bittiğinde ise staj yüzünden tatilsiz,denizsiz kapatacağım bir 'yaz tatili'ni daha...
2. ve 3. sınıfta normal bir makine öğrencisinin aksine 'gezelim-tozalım-içelim ulan bir kere üniversitede okuyacağız' kafasında olduğum için kaldığım derslerin çoğunlukta olması sebebiyle, okulumu uzatmamak için geldik yazokulunda jazz tarihi adında gayet kek bir seçmeli ders aldık.Gel gör ki bölümün sitesinde yazan seçmeli ders sayılarının gerçekte daha farklı olduğunu yani aslında yazokulunda aldığm dersin bana hiç bir faydası olmayabileceğini büyük bir hüzün ve acı içinde öğrendim.Her pazar 4 saat (hiç ilgimi çekmeyen) caz parçaları dinlemek ve sadece oturmak gayet sıkıcı oldu benim için (daha hazırlamadığım ödev var bir de).Şu an bölümün sayfasında gerekli değişikliği yapmayanlara derin saygılarımı göndermekle meşgulken geceleri rüyamda önümüzdeki yazı da yazokulunda,Ankara'nın bu iğrenç havasında geçirdiğimi görüp kan-ter içinde uyanıyorum.Makine 4 senede kabusum oldun...