12 Şubat 2011 Cumartesi

Talihsiz Akşam

Kayseri'de gerçekleştirilen Spor Toto Türkiye Kupası yarı finalindede Fenerbahçe Ülker'e çekişmeli bir maçın ardından 77-70 yenildik. Özellikle 3. çeyrekte hücumdaki sıkıntılarımızın arkasından açılan farkı son 10 dakikada muhteşem bir savunmayla eritmeye çalıştıysak da (son çeyrek skoru 21-7 Galatasaray lehine) oyuncularımızın bu çabası yeterli olmadı.THY Avrupa Ligi'nde son 4ü hedefleyen ve ligimizde lider durumda bulunan FBÜ karşısında savunma sertliğimizi Avrupa Ligi standartlarında (son çeyrekte standartın da üstünde) yapsak da hücumdaki kısırlığımız ve tabii ki rakibin ilk başlardaki inanılmaz 3 sayılık yüzdesi Türkiye Kupası finaline kalmamızı engelledi. Fakat bütün oyuncularımızı ve de Oktay Hoca'yı son çeyrekteki muhteşem azimleri ve mücadeleleri için gönülden kutluyorum. Çok kaliteli yabancı oyunculara sahip rakibimiz karşısında neredeyse uzun yıllar unutulmayacak bir geri dönüşe imza atıyorlardı, fakat Shipp-Rancik-Johnson'un bu kadar düşük skorlarla oynamaları beklenmeyen bir durumdu. Hep söylediğim gibi yeni yapılanan bir takımız, geçen seneki gibi büyük bir psikolojik travmadan yeni kurtulan takım, camia ve taraftar için ilk yıl oynanan bu oyun ve alınan sonuçlar çok önemli bir başarıdı, biz gerisinin geleceğine yürekten inanıyoruz. Devam edin aslanlar, taraftar sonuna kadar yanınızda.

2 Şubat 2011 Çarşamba

Doğum Günün Kutlu Olsun Kral


 Doğum günün kutlu olsun Taçsız Kral'ımız !
Sahada ruhsuz oyunlarıyla bizi kahredenlere, senden miras kalan bu şanlı formanın hakkını veremeyenlere, ihanet etmemek uğruna servet teptiğin bu taraftarı iki kuruşluk insanların ağzına sakız yapan, hedef gösteren, koruması gerekirken vurun abalıya diyerek itip kakan, kimin başkanı-kimin hakkının savunucusu olduğunu unutup mevkii sahiplerine yalakalık yapanlara inat; bugün-yarın-her zaman: 
Profesyonelliğe Karşı Metin Oktay!
İyi ki doğmuşsun Kral, keşke bugün de aramızda olsaydın da Galatasaray'ın büyüklüğünü anlamayanlara hadlerini bildirseydin.
 

Suç Sakızda Mı?


Bu videoyu youtubeda gezinirken gördüm, tasgoler isimli kullanıcı emek sarf etmiş ve Galatasaray-Medical Park Antalyaspor maçında Misi'nin sahne aldığı dakikaları kesip düzenlemiş.
Burdan da görülebileceği üzere adaptasyon dönemini atlatmaya çalışmasına ve tam olarak alıştığı mevkii olan 10 numara mevkiinde oynatılmamasına rağmen Misi takımın atağa çıkmasında çok büyük rol oynuyor, defansa gelip top alarak bu konuda yeteneksiz olan Barış ve Mustafa'nın işini kolaylaştırıyor, duran topları kullanıp asist yapıyor.
Teknik direktörümüz ise displinsiz olduğu gerekçesiyle alınması için son güne kadar uğraşılan ve bu senenin bizim açımızdan en pahalı transferi olan bu adamı bir çırpıda harcıyor. Sivasspor veya kaybettiğimiz Bursaspor maçları göstermiştir ki orta sahamız Arda oynamadığı zaman üretkenlikten çok uzak,rakip ceza sahasına yaklaşmayı beceremeyen bir yapıdadır. Hal böyleyken ve yerine bir isim alınamamışken bu adamı affetmemek ve klübün milyonlarca €'sunu sokağa atmak kimin kabul edebileceği bir iştir?
Tek suçu sakız çiğnemek ve kaybedilen maçtan sonra takım otobüsünde gülümsemek olan bu adam eğer büyük umutlarla getirildiği bu takımda başarılı olamıyorsa veya oynatılmıyorsa suç onu oynatmayı beceremeyen-anlamaya çalışmayan teknik direktörde midir, Dzeko-Grafite'yle oynarken Bundesliga asist kralı olmuş bu futbolcuyu Barış-Ayhan-Mustafa-Balta'yla yan yana oynamak zorunda bırakan yönetimde midir, yoksa üç kuruşluk sakızda mıdır?