29 Aralık 2010 Çarşamba

Elinize Sağlık Aslanlar!!!

Beklendiği gibi heyecanlı ve çekişmeli bir maçın arkasından 2010 yılını Beko Basketbol Ligi'nin lideri olarak bitiren takım Galatasaray'ımız oldu. Terinin son damlasına kadar savaşan bütün oyuncularımıza teşekkürler. Fakat teşekkürün ve tebriğin en büyüğü koç Mahmuti'ye, maç içinde sakinliğini koruyup doğru hamleleri yapması O'nu Spahija'dan ayıran en büyük etken, kendisini sakin tutarak takımının da oyunun içinde kalmasını sağladı. Mahmuti bu takım ve bizim için çok büyük bir şans.
Yürüyedurun Aslanlar!! Sırada BJK Cola Turka var.

Haydi Aslanlar!!!

fotoğraf: www.ultraslan.com

Futbolda kötü günler yaşadığımız bu sezon bütün taraftarların yüzünü güldüren Galatasaray CC bu akşam 2010 yılını Beko Basketbol Ligi'nin zirvesinde tamamlayacak takımı belirleyecek maçta Fenerbahçe Ülker'i ağırlayacak. Sezon başında yeni kurulan, geleceğe yatırım olarak genç isimlere ve onlara yardımcı olacak ligimizin tecrübeli ağabeylerine yönelen takımımızda aslında ilk yarıda bu flaş sonuçlar, bu başarı çok da beklenen bir gelişme değildi. Ligde liderin 1 puan gerisinde olsak da her şey toz pembe değil takımımız için. Henüz yeni kurulma aşamasında olduğumuz için koç Mahmuti'nin istediği basketbol sahaya tam olarak yansımıyor fakat bu konuda her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. Genç isimlerin ağırlıkta olması sebebiyle Efes Pilsen veya Fenerbahçe Ülker gibi tansiyonu yüksek maçlarda veya başa baş giden maçların son dakikalarında zorlandığımız açık. Kazanmaya yakın olduğumuz Efes Pilsen maçının da kaybedilmesinin en büyük nedeni budur, tecrübe. Fakat geleceğe yatırım yapıldığı düşünülürse tabii ki bu takım kaybede kaybede kazanmayı da öğrenecektir, böyle maçlarda bu zorlukların üstesinden gelmeye alışacaktır. Takımımızın sezon başından beri gösterdiği karakterli oyun yapısı bu konuda beni en fazla ümitlendiren durum. Ayrıca bu sene takıma gerçekten çok iyi destek veren, salona giden herkesin de bu başarıda emeği olduğunu düşünüyorum. Takıma taraftarın katkısı, bu sezon evimizde yaptığımız tüm resmi maçlardan galibiyetle ayrılmamızdan da belli oluyor. Bu gün için ufak bir hatırlatma; hakemlerin (özellikle kennerman) ve karşı takım oyuncularının provakasyonlarına uymayıp maçın durmasına veya seyircilerin dışarı alınmasına sebep olacak her hareketten kaçınılması çok önemli. Takıma her zaman itici güç olan 6. adama bu maçta, özellikle de oyunun sıkıştığı anlarda çok ihtiyaç var.
Henüz istediğimiz verimi alamadığımız Rochestie biraz kıpırdanır, Shipp ve Shumpert iyi oyunlarını devam ettirebilirlerse ve uzunlarımız pota altı savunma ve hücumda Fenerbahçe Ülker uzunlarına teslim olmazsa seyircinin de desteğiyle 2010 yılını zirvede bitirmememiz için hiç bir neden yok. Rancik mi? O zaten bu maçın önemini çok iyi biliyor...

                                                          fotoğraf : www.galatasaray.org

Haydi aslanlar, bu sene bütün maçlarda olduğu gibi; çıkın sonuna kadar mücadelenizi gösterin ve bir kez daha göğsümüzü kabartın.

27 Aralık 2010 Pazartesi

Transfer Dedikoduları Üzerine

Malum ligimizin devre arası tatiline girmesi nedeniyle gazeteler pek fazla yazacak haber bulamadıkları için yine sayfalarında yüzlerce farklı ismi takımların transfer listesinde göstererek gazete satmaya çalışıyorlar, tabii bazı haberler doğru olabiliyor fakat oran %5 civarında.

Adı son günlerde Galatasarayımızla anılan futbolcularla ilgili birkaç yorum yapmak istedim, malum Adnan Sezgin'in olduğu yerde her şey mümkün...

1- Hürriyet Güçer (Ankaragücü)
Son günlerde özellikle Fanatik gazetesi ve Ligtvde sıkça bahsedilen transferin gerçekleşmesi halinde kenardan da Barış Özbek'in destekleyeceği Mustafa-Ayhan-Hürriyet orta sahası bence düşmemeye oynayan bir Anadolu takımı orta sahasından farksız olacak ve amacı yeni açılacak stadı doldurmak olan yönetim, her hafta bol gollü ve heyecanlı mağlubiyetler izlemek isteyen taraftarların akınına uğrayacak stadla birlikte amaçlarına ulaşacaklardır.
Teknik direktörlüğe şu saatlerde Kasımpaşa'dan ayrılması gündemde olan Yılmaz Vural veya Giray Bulak'ın getirilmesiyle bahsettiğim orta saha hakettiği değeri bulacak ve Galatasaray muhtemelen ligi 10-15 sıralar arasında tamamlayacaktır.


2- Colin Kazım (fenerbahçe)
Türk futbolunun ele avuca sığmayan hırçın çocuğu takıma katılması halinde 3 sezondur Lincoln-Jo gibi Brezilyalıların tüm uğraşlara rağmen çok fazla bozamadığı takım içi disiplini bozmak konusunda başarılı olacaktır. Sex partileri-alkollü araç kullanma gibi konularda uzmanlığı olan CKazım; muhtemel bir Batuhan Karadeniz transferiyle hem ileri uçta hem de gece hayatında özlediği,aradığı partnere kavuşmuş olacaktır..Menejer pardon sağ açık Serdar Özkan da geriden bu ikiliye her konuda destek verecek ve uyum sorunu yaşamamalarını sağlayacaktır. 


3- Garra Dembele (Levski)
Geçen sene Jo'nun bıraktığı bayrağı devralmaya en yakın aday, vukuatları saymakla bitmeyen (tutuklanma da dahil) Dembele gece hayatıyla ünlü İstanbul'a gelmek için her türlü fedakarlığa hazır olduğunu söyledi. Yeşil sahada attığı kadar saha dışındaki golleriyle de gündemde olan Dembele taraftarın sevgilisi olacak gibi...






Bir de alınmaması gereken futbolculardan bahsedelim;
Sezer Öztürk (Eskişehir): Ufuk'la birlikte adı Galatasaray için anılan, sözleşme uzatmadığı için önce kadro dışı bırakılan sonra da Eskişehirspor'a satılan Sezer Öztürk orta sahadaki kötü oyunuyla gerçekten para verilip alınacak bir futbolcu değil, hele 3milyon avro istendiği düşünülürse zamanında 500bin verilerek alınmayan bu futbolcunun diğer İstanbul kulüplerine gitmesi muhtemel.
Emmanuel Emenike (K. Karabükspor) : İlk yarıyı şans eseri gol kralı olarak tamamlayan siyahi futbolcu yaşı, sakatlanmaya uzak yapısı ve oyun stili nedeniyle zaten forvet sıkıntısı olmayan Galatasaray için fuzuli bir transfer olur.
Demichelis ( Bayern Munih-->Malaga): Hürriyetle güçlendirmeyi düşündüğümüz orta sahamız için düşünülmemiş ve düşünülmesi mantıklı olmayan Arjantinli futbolcu, zaten LaLiga 15.sine gittiğine göre Galatasaray ayarında bir futbolcu olmadığı açık.


Ayrıca şu anda lider durumda bulunan A-2 takımındaki futbolcularımıza (Berkin-Cem-Anıl-Cumhur) ve hiç şans verilmeyen Musa Çağıran'a ise şampiyonluğu kovaladığımız 2. devrede şans verip macera aramamak adına Bank Asya takımlarına kiraya gönderilmeleri en akla uygun olanıdır.
Sürekli sakız çiğneyen ve zaten fazla bir umut beklenmeyen Misimovic ve Balta'ya asla alternatif olamayacak Insua'nın elden çıkarılması gayet mantıklı.Neill-Baros-Cana gibi yeteneksiz ve takımın geri kalanıyla futbol standardı olarak bariz şekilde farklı olan futbolcularla yolların ayrılması, Servet-Zan-SÖZkan-Sarp benzeri oyuncuların sayılarının artmasıyla daha parlak ve güzel günlerin Adnan Biraderleri ve biz cefakar Galatasaray taraftarını beklediği aşikar.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Hani O Bırakıp Giderken Seni...

     Ayrılık günü geldi, emektar stadımızda, mabedimizde, rakiplere cehennem olan cennetimizde ( son söylediğim bu sezon için pek geçerli olmasa da ) son lig maçımıza çıkıyoruz. Takımda sırtındaki formanın kıymetini bilmeyenler hala mevcut olsalar da, bu formaya değer veren ve o stadı mabed olarak kabul eden milyonları azcık düşünüyorsanız sahaya çıkın ve şahsiyetinizle oynayın...Bu sezon bizi yeterince kahrettiniz bari mabede adam gibi veda edin...